Arap atı sahipleri ve yetiştiricilerinin aygır Kaizbert’te İngiliz kanı olduğu için haksız rekabet gerekçesiyle yavrularının yarışlara katılmaması için açtıkları davada yeni bir gelişme yaşandı.
Ankara 3.İdare Mahkemesi Kaizbert isimli aygırın ve yavrularının safkan Arap atı statüsünde olmadığından bahisle pedigrilerinin ve damızlığa ayrılma belgelerinin iptali istemiyle açılan davada aldığı kararla davanın esastan reddine karar verildi.
NE OLMUŞTU?
At sahipleri ve yetiştiricileri Tarım ve Orman Bakanlığı’na dava açarak aygır Kaizbert’in yavrularının safkan olmadığını ileri sürerek yarışlara katılma izinlerinin iptal edilmelerini talep etmişti.
1993 yılında doğan Kaizbert yaklaşık 15 yıl önce Türkiye’ye getirildi. Yarışlarda başarılı olamayınca aygır oldu. Babası İngiliz, annesi Arap olan Kaizbert, “Atta İngiliz kanı var. Yarışlara katılması uygun olmaz” denilerek yarışlardan men edilmek istenmişti. Ancak açılan mahkemelerde sonrasında atın yavruların yarışlara girmesi için bir engel tespit edilmemiş ve koşulara katılımı uygun görülmüştü.
Bunun üzerine at sahipleri ve yetiştiricileri yeni bir dava ile atın yavrularının yarışlara girmesini engellemeye çalışmışlardı. Kaizbert’in sahibi Mehmet Çelik de bu davalara karşı yeni bir hukuk mücadelesi içinde olacağını ifade etmişti.
Son gelişme ile Ankara 3. İdare Mahkemesinin davayı esastan reddine karar verdiği karar metnini aşağıda okuyabilirsiniz.
T.C. ANKARA
3. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/1172
KARAR NO : 2023/2534
Dava dosyasının incelenmesinden; ülkemizin de üyesi olduğu uluslararası kuruluş WAHO (World Arabian Horse Organization) tarafından kabul edilen Uluslararası Soy Kütüğü Kitabı’nda (Stud Book) yayımlanmış bir at olan 10.03.1993 doğumlu Kaızbert (Zador) (Ru) isimli Arap aygırının, dava dışı bir şirket tarafından 2001 yılında Rusya’dan ithal edildiği, söz konusu şirketin yaptığı başvuru üzerine aygırın kan tipi doğrulamasının sağlanarak davalı idarece 09.07.2002 tarihinde soy kütüğüne kaydedildiği ve hakkında 79/10764 cilt numaralı pedigri düzenlendiği, akabinde Etlik Veteriner Kontrol ve Araştırma Müdürlüğü tarafından hastalıklar yönünden yapılan muayenesi sonucunda damızlık belgesinin onaylanarak Yüksek Komiserler Kurulunun 01.05.2003 tarih ve 816 sayılı yazısı ile İstanbul Valiliğine gönderildiği, bilahare anılan aygırın safkan Arap aygırı olup olmadığı hususunda yapılan muhtelif başvuru ve şikayetler kapsamında Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri tarafından 08.11.2016 tarihli, Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/277 D. İş sayılı dosyasında görevli bilirkişiler tarafından 14.12.2017 tarihli, Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri tarafından 16.05.2018 tarihli ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri tarafından 26.12.2018 tarihli raporların düzenlendiği, en son Yüksek Komiserler Kurulunun 22.10.2019 tarih ve 785/Y-11 sayılı toplantısında, anılan aygırın uzman öğretim görevlilerinden oluşan bağımsız bir komisyon tarafından eşkal ve ırk vasıfları yönünden muayenesinin yaptırılmasına karar verilmiş iken aygırın muayenesinin yapılamadan 29.12.2019 tarihinde öldüğü, davacılar tarafından Kaızbert isimli aygırın ve yavrularının safkan Arap atı statüsünde olmadığı ileri sürülerek pedigrilerinin ve damızlığa ayrılma belgelerinin iptali istemiyle 19.04.2021 tarihli dilekçe ile davalı idareye başvurunun zımnen reddi üzerine de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen ve Kaızbert (Zador) (Ru) isimli Arap aygırının safkan Arap aygırı olup olmadığı hususunda düzenlenen raporlar incelendiğinde ise, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri tarafından 25.10.2016 tarihinde yapılan muayene sonucunda düzenlenen 08.11.2016 tarihli raporda özetle, “Kaızbert isimli atın pedigrisinde yazılı bulunan orijinine uygun olduğu, ancak safkan Arap atı ırk özelliklerinden sapmalar gösterdiği” şeklinde, Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/277 D. İş sayılı dosyasında düzenlenen 14.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle, ” davaya konu atın safkan Arap atı ırkı vasfına haiz olduğu ” şeklinde, Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri tarafından 16.05.2018 tarihinde yapılan muayene sonucunda düzenlenen raporda özetle, “aygırın kendisine ait morfolojik özellikleri itibariyle baş boyun yapısının kuğu şeklinde olmaması ve kuyruk tutma özelliğinin olmaması nedeniyle safkan Arap atı özelliklerini yansıtmadığının açıkça görüldüğü, söz konusu aygıra ait mevcut indeks değerlerin Arap atı irk özelliklerinden önemli sapmalara sahip olduğunun tespit edildiği, ilgili aygıra ait elde edilen bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Kaızbert isimli aygırın standart vücut ölçülerine ilişkin 8 farklı vücut indeksi değeri yönünden tespit edilen vücut bölümleri arasında harmonik yapısının safkan Arap atı ırk özellikleinden önemli düzeyde farklılıklar gösterdiği ve bu durumda vücut bölümleri arasında uyum bozukluğuna neden olduğunun görüldüğü, bu özellikleri itibariyle aygırın damızlık olarak kullanılmasının yavrularda safkan Arap atı ırk özelliklerinden belirgin düzeyde sapmalara neden olduğundan dolayı damızlık olarak kullanılmasının uygun olmayacağı kanaatine varıldığı” şeklinde, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri tarafından 21.12.2018 tarihinde yapılan muayene sonucunda düzenlenen 26.12.2018 tarihli raporda özetle, “Kaızbert isimli aygırın Arap atı ırk özelliği gösterdiği, yapılan muayenelerin sonuçlarına göre damızlık Arap aygır olarak kullanılmasının uygun olduğu” şeklinde tespit ve değerlendirmelere yer verildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, Mahkememizin 31.12.2021 tarihli kararı üzerine Uzman Veteriner Hekimler Osman Ulutürk, Mustafa Tufan ve Veteriner Hekim Musa Arık tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 26.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda da, “… KAİZBERT (ZADOR) (RU) isimli arap atının safkan arap atı özelliği taşıyıp taşımadığı hususunda; Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim görevlilerinden teşekkül ettirilen uzman heyet tarafından 25.10.2016 tarihinde yapılan muayene sonucunda düzenlelen 08.11.2016 tarihli raporunda -Yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda da KAIZBERT isimli atın pedigrisinde yazılı bulunan orijinine uygun olduğu; ancak safkan Arap atı ırk özelliklerinden sapmalar gösterdiği kanatine varıldığı-, Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesinde Öğretim görevlilerinden teşekkül ettirilen Bilirkişi heyeti tarafından, 16.05.2018 tarihinde adı geçen atın gerekli muayenelerini yaparak düzenledikleri raporda özetle; -KALZBERT (ZADOR)(RU) isimli aygıra ait; morfolojik özellikleri itibariyle baş boyun yapısının kuğu şeklinde olmaması ve kuyruk tutma özelliğinin olmaması nedeniyle safkan Arap atı özelliklerini yansıtmadığının açıkça görüldüğü, söz konusu aygıra ait mevcut indeks değerlerin Arap atı irk özelliklerinden önemli sapmalara sahip olduğunun tespit edildiği, İlgili aygıra ait elde edilen bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde; KALZBERT (ZADOR)MX(RU) isimli aygırın standart vücut ölçülerine ilişkin 8 farklı vücut indeksi değeri yönünden yukarıda tespit edilen vücut bölümleri arasında Harmonik yapısının safkan Arap atı ırk özellikleinden önemli düzeyde farklılıklar gösterdiği ve bu durumda vücut bölümleri arasında uyum bozukluğuna neden olduğunun görüldüğü, bu özellikleri itibariyle KAIZBERT (ZADOR)(RU) isimli aygırın damızlık olarak kullanılmasının yavrularda safkan Arap atı irk özelliklerinden belirgin düzeyde sapmalara neden olduğundan dolayı, damızlık olarak kullanılmasının uygun olmayacağı kanaatine varıldığı- değerlendirmelerine bilirkişi heyeti olarak katılındığı” şeklinde görüş bildirildiği ve söz konusu bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği görülmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesi ile atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 282. maddesinde, “Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmüne yer verildiğinden uyuşmazlığın çözümü bakımından, Mahkememizce hazırlatılan bilirkişi raporu ile dava dosyasında mevcut tüm bilgi ve belgelerin yukarıda aktarılan mevzuat hükümleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda metnine yer verilen mevzuat hükümlerine göre, soy kütüğüne kayıt edilip damızlık belgesi ya da pedigrisi verilen bir atın, ancak kan grubu ve/veya DNA testleri ile ana-baba doğrulaması ve morfolojik yönden yapılan test ve muayeneler neticesinde safkan olmadığının tespit edilmesi halinde, kendisinin ve yavrularının soy kütüğü kayıtlarının iptal edileceği ve pedigrilerinin geri alınacağı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; Kaızbert isimli Arap aygırının ülkemizin de üyesi bulunduğu WAHO tarafından kabul edilen Uluslararası Soy Kütüğü Kitabı’nda yayımlanmış safkan bir Arap aygırı olduğu, safkan Arap atı ırkı vasfına sahip olduğu yönünde Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/277 D. İş sayılı dosyasında görevli bilirkişiler ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri tarafından düzenlenmiş iki ayrı rapor bulunduğu, buna karşın anılan aygırın safkan Arap atı ırk özelliklerinden sapmalar gösterdiği yönünde Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi ve Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri tarafından iki ayrı rapor düzenlendiği, dava dosyasında görevli bilirkişiler tarafından ise, yeni bir tespit ve değerlendirmede bulunulmayıp aygırın safkan Arap atı ırk özelliklerinden sapmalar gösterdiği yönündeki raporlara katıldıkları şeklinde görüş bildirildiği görülmektedir.
Diğer yandan, Kaızbert isimli Arap aygırının 29.12.2019 tarihinde ölmüş olması nedeniyle kan grubu ve/veya DNA testleri ile ana-baba doğrulaması ve morfolojik yönden test ve muayene yapılmasının da fiilen mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi ve Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri tarafından düzenlenen iki ayrı raporda, Kaızbert isimli Arap aygırının safkan Arap atı ırk özelliklerinden sapmalar gösterdiği belirtilmiş ise de, bunların aksi yönünde de iki ayrı rapor bulunduğu, ayrıca aygırın Uluslararası Soy Kütüğü Kitabı’nda yayımlanmış safkan bir Arap aygırı olduğu ve 29.12.2019 tarihinde ölmüş olması nedeniyle halihazırda safkan olup olmadığının tespit edilmesine imkan bulunmadığı anlaşıldığından safkan Arap atı statüsünde olmadığından kesin olarak söz edilemeyeceği sonucuna varılmakla, Kaızbert isimli aygırın ve yavrularının safkan Arap atı statüsünde olmadığından bahisle pedigrilerinin ve damızlığa ayrılma belgelerinin iptali istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacılardan Mahmudiye At Yetiştiricileri, Geleneksel At Sporları Gençlik ve Spor Kulübü Derneği ile Kaya Kaya yönünden; feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, Ahmet Lami Karaçizmeli yönünden; takip hakkı kendisine geçenlerin başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına, İzzet Altın yönünden; davanın ehliyet yönünden reddine, diğer davacılar yönünden ise; davanın esastan reddine, aşağıda dökümü yapılan 3.246,50 TL yargılama giderinin davacılar üzerinde, müdahiller tarafından karşılanan yargılama giderlerinin ise müdahiller üzerinde bırakılmasına, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 20.900,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta avansının talep edilmediği takdirde hükmün kesinleşmesinden sonra aidiyetine göre ilgilisine re’sen iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere, 28/12/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.